Nüfus, kişisel ihtiyaçlar ve buna bağlı kredi kullanımları dikey bir doğrultuda hızla yükselirken bankalarda aynı hızla savunma mekanizmalarını güçlendirmek adına adımlar atmaktadırlar. Ek gelir beyanları, ipotek, kefil talebi Kredi Sorgulama Puanı yetmediği durumlarda kendilerini biraz daha güvende hissetmesini sağlayan faktörlerdir. Tüketici kredisi dışında, belli bir taşınır ya da taşınmaz alımı için yapılan başvurularda ilk tercih alınan malın ipotek edilmesidir. Ama bankalar genellikle bununla yetinmezler. Borcun ödenmemesi durumunda ipotekli malın rehinli ve satılamaz olduğu kadar mali bir değeri olması ve hala kullanılabilir olması gerekmektedir. Bunun için dask, sigorta ve kasko ile kendini güvence altına almaktadır. Çoğu zaman kredi kullanan şahsın hayat sigortası yaptırılması talep edilmekte ve sigorta şirketlerinden ise belirli bir yaştan sonra gerekli sağlık kontrolleri istenmektedir.
Kullandırılan kredi ipotek, kasko, hayat sigortası üçlü kombini ile koruma altına alınmıştır. Borç ödenmez ise banka araca el koyacaktır. Araca bir hasar oluşması durumunda banka parayı sigorta şirketinden kasko üzerinden talep edecektir. Kişinin sağlık sebebiyle oluşan problemleri ile ise hayat sigortası mücadele edecektir.
Kasko şirketleri izledikleri fiyat politikası ile her hasara cevap vermeyebilir. Bankalar rehinli satışlarda yapmakla zorunlu kıldığı araç kaskosu ile ilgili, kendi anlaşmalı olduğu sigorta şirketlerinin poliçelerini yaptırmanız konusunda size dayatma uygulayabilir. Bazı bankalar ise içinde “dâhini mürtehin” yazılı ibarenin geçtiği ve banka açıklamasının yer aldığı herhangi bir kasko poliçesini kabul edebilir. Bu bankanın tamamen özgür iradesi ve işletme politikası ile belirlenen bir durumdur.
Genel itibarı ile ucuz yapılan kaskolar çok kapsamlı olmamaktadır. Örnek olarak aracın kullanılamaz hale gelmesinde, çalınması gibi genel durumlarda para ödenecek olması sizi tatminkâr etmiş olsa da, aracın başına gelebilecek yangın veya dolu yağması, sel, heyelan gibi doğal afetlerde herhangi bir ödeme yapmaz. Müşteri portföyünün bu denli geniş olduğu bir sistem içinde ve maddelerin bu kadar fazla olduğu bir sözleşmede kusursuz işleyişi sağlamak için oyunu kendi kurallarınızda oynamanız gerekebilir. Bu yüzdendir ki açık vermek istemeyen banka yönetim kurulları esnek kurallar kelimesini lügatten kaldırmışlardır. Kredi sözleşmesine atılan son imzadan, ödenen son dekonta kadar alınan risklerin minimum düzeyde olması gerekmektedir.
Planlanan stratejiye dönecek olursak; Parayı, daha fazla paraya satın almış birinin parasıyla ne yaptığı zaman zaman kontrol altında tutulmalıdır 😊
